22 Mart 2015 Pazar

Benim adım; pişmanlıktı

Bugün günler yok, benim adım; hüsran. Bugün sevgi yok, bugün ses yok bugün seda yok. Bugün sade yenilgiler mevcut. Benim adım; yalnızlık...

   Çünkü bilinir; gözler asla yalan söylemez. Çünkü kahpe sevgiler var; yitirdiğimiz o canım kavramlar. 
Şimdi garson masa altı dokunuyor kadınların yalnızlıklarına, şimdi dilenciler hayvanca dürtüyor ulu orta kadınların kalp yaralarını...
   Bilinir çünkü; yalan herkesin gözleri önünde, ağlıyor. Gerçekler can yakıyor. Gerçekler can gibi, sızlıyor, vuruyor, kırıyor, parçalıyor.

Oysa ne zaman kaybettim benliğimi, günlerden yoktu, adım sevinçti. Bir adam, tüm ruhumu sökerken benden, kalbim ellerimde kaldı. 
Çarşaflar günlerdir değişmemişti, zevklerin ve bir anlık heveslerin kalıntıları renk renk duruyordu. 
Günlerden kırmızı, günlerden sarı, günlerden esmerdi o gün. 
  Günlerden ben değildim, ben yoktum.

Hiçbir şey hissetmemişti çocuk yüreğim, kafamı cam tarafına çevirmiştim, gözümden sakındığım yaşım akmıştı çarşafın üstüne...

....

Sonra susmuştu sesler, sonra adam susmuştu, sonra tüm kanıtlar uyumuştu. Ben bacaklarımı çektim kendime doğru, kendime sarıldım o akşam, kendimi sevdim. Kendi kendimi ısıttım. Çarşaf şahitti, camdan bana bakan ay şahitti, adam horluyordu, kanıtlar nefes alamıyorlardı.

Ne zamandı? Ne zaman...
Günlerden ayrılıktı, benim adım Hicrandı. Ben, yitiktim. 
Ben sebepsiz bir maziyi, geçmemiş bir geçmişi parçalamakla meşguldüm. 

Ben yorgundum, ben yoktum, günler hızlıca geçiyordu isimsiz, ben kusuyordum. İçimde o geceden kalan keskin kokuları akıttım . 

Artık acıtmıyordu geceler, artık acıtmıyordu bilinmez davranışlar. 

Kızmadı bana, gittiğimde kızmadı. O hala uyuyordu, kanıtlar tüm ruhumu kesiyordu. Kanıyordum, çarşaf şahitti, gece şahitti, kalbim idam kararını bekliyordu. Bitme zamanı gelmişti. 

   Ve ben sadece öylece durup sustum.
Yaram sustu, kesiklerim sustu, kırmızı sustu, meniler sustu, adam sustu, kanıtlar sustu...
  Kamera durdu, ve ben ilk kez dokundum içimde ki karanlığa...
İçimde ki kemirgen duygulara ilk kez dokundum..

Ne zamandı sahiden! Ne zaman....
Bugün günlerden suskun, benim adım acı...

   Bazen susmak gerekir, bazen bilmene rağmen tüm gerçekleri, bazen kendine zarar vereceğini bile bile durdurmak gerekir içindekileri...

Şimdi hatırladım...
Günlerden Cumartesiydi; Benim adım fahişeydi.
   Tüm renkler öldürülmüştü bir çarşafın kıvrımlarında...
Ve ben; konuşmuştum. 
   Ayaklanmıştı acılarım, ayaklanmıştı kalbim....

Şimdi hatırladım...
Günlerden karanlıktıı. Benim adım; pişmanlıktı....
Ve ben; susturulmuştum...


             G

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder